01.06.2016, Çarşamba

  • En Çok Okunanlar
  • En Çok Yorumlananlar

Sinemaya Kadın Damgası / Şükrü Karaman yazdı…
Sinemaya Kadın Damgası / Şükrü Karaman yazdı…
1 Haziran 2016 12:31
Font1 Font2 Font3 Font4

Kadın yönetmenler iyiden iyiye Türk sinemasına damga vurmaya başladı.

Kadın ağırlıklı toplumsal sorunları anlatan filmleriyle ulusal ve uluslararası yarışmalarda çok sayıda ödül kazanan genç kadın yönetmenler adlarından övgü ile bahsettiriyor.

Türk sinemasında çığır açan genç kuşağın önemli temsilcileri arasında dikkatleri üzerlerine toplayan kadın yönetmenler artık dünya sinemasında da ciddi anlamda boy göstermeye başladı.

Cahide Sonku ile başlayan Lale Oraloğlu, Feyturiye Esen, Birsen Kaya,  Bilge Olgaç,ve Türkan Şoray ile devam eden kadın yönetmen akımıı Nisan Akman, Tomris Giritlioğlu, Biket İlhan, Canan Gerede, Işıl Özgentürk, Yeşim Ustaoğlu ile çıkışa geçti.

Çektikleri filmlerde kadın farkındalığını ortaya koyan, birçoğu günümüzde yaşamayan bu usta sinema emekçileri hala övgü ile anılmakta,  yapımları TV’lerde ilgi ile izlenmektedir.

Türkan Şoray’ın “Azap”, “Bodrum Hakimi”, “Dönüş”, “Yılanı Öldürseler”,  Bilge Olgaç’ın “Kaşık Düşmanı”, “Linç”, “Gülüşan”, “İpekçe”, “Üçünüzü de Mıhlarım”,  Yeşim Ustaoğlu’nun  “Pandora’nın Kutusu”, “Araf”, “Bulutları Beklerken”, “İz” , Tomris Giritlioğlu’nun “Salkım Hanımın Taneleri”, Biket İlhan’ın “Mavi Gözlü Dev”,  Canan Gerede’nin “Sarı Tebessüm” sinemaseverlerden oldukça olumlu puan almıştı.

Oyunculuğu kadar yönetmenlikte de yetkin olduğunu kanıtlayan Türkan Şoray,  uzun bir aranın ardından kızı Yağmur Ünal’ın da oynadığı “Uzaklarda Arama” filmiyle geçen yıl kamera arkasına geçmişti. Ne var ki bu film gişede hayal kırıklığı yarattı.  

Usta yönetmenleri bünyesinden çıkaran Türk sineması,  son yıllarda kadınların çektiği, bol ödüllü filmlerle çeşitli uluslararası etkinlikte dikkatle izlenir hale geldi, üzerinde bir hayli konuşulmaya başlandı.

Emine Emel Balcı fabrika emekçisi kadının yaşam mücadelesini anlatan “Nefesim Kesilene Kadar”, Ahu Öztürk temizliğe giden gündelikçilerin öyküsüne yer veren “Toz Bezi”,  Deniz Gamze Ergüven aile baskısı altında özgürlük arayışındaki Karadenizli kızların macerasını gözler önüne seren “Mustang”, Deniz Katıksız Akçay ailesinin ayakta kalması için çabalayan ablanın direnişini esas alan “Köksüz”,  Senem Tüzen anne ile kızı arasındaki nefreti, sevgiyi toplumsal baskı yönünden irdeleyen “Ana Yurdu” filmleriyle Türk sinemasında kadın yönetmenlerin varlığını daha da öne çıkardılar.

Yine Aslı Özge, “Hayatboyu”, “Köprüdekiler”, “Ansızın” filmleriyle kadını değişik boyutlarıyla ele alarak beyaz perdeye taşıdı.

Kadın yönetmenler çektikleri filmlerle hemcinslerinin sorunlarını kusursuz bir şekilde beyazperdeye aktardı. Hem de alkışı hak eden cesaret ve özgüvenle.

 

Ödül avcısı bu filmlerin ortak yönü kadının toplumdaki yeri, ona verilen değeri, biçilen rolü, üzerine kurulmak istenen toplumsal baskıyı, fabrika köşelerindeki hayat mücadelesini anlatmasıydı.

Sinemaya damga vuran kadın yönetmenlerin bir diğer ortak yönü de ya Anadolu kadınını bölgesinde , ya da taşradan göç eden  ailenin, dolayısıyla kadının büyük kentlerdeki  günlük yaşamını, koşuşturmasını, dramını  irdeleyen konuları ele almasıydı.   

İlk filmleriyle ödülleri toplamaları, uluslararası alanda boy göstermeleri onların ne denli başarılı olduklarını ortaya koydu, Türkiye’nin yüzünü güldürdü.  

Ülkemizde hak ettiği ilgiyi bulamayan,  gişe kaygısından ötürü çok az seyirciye ulaşabilen “Mustang”ın yönetmeni Deniz Gamze Ergüven bu filmi ile Fransa adına Oscar’da yarıştı. Şimdi de Halle Berry’in oynayacağı  Amerikan yapımı bir film çekmeye hazırlanıyor.

Genç kuşağın öne çıkan kadın yönetmenleri kuşkusuz daha çok başarılı filmlere imza atacak, ödülleri toplamaya devam edecek.

Onların en büyük sıkıntısı filmlerinin çok az sayıda salonda gösterime çıkması, geniş seyirci kitlesine ulaşamaması.

Büyük kentlerin dışında, özellikle Anadolu’da gişe kaygısı ile bu filmler ne yazık ki gösterime çıkma imkanı dahi bulamıyor.

Sinemaseverler nitelikli yapımları ancak İstanbul,  Ankara, İzmir, Antalya, Bursa,  Eskişehir, Mersin ve Kars’taki “Başka Sinema” salonunda izleyebiliyor.

Aslında salonlarını bu filmlere açmayan, yedinci sanat tutkunlarını yoksun bırakan Anadolu’daki işletmeciler seyirciye haksızlık ediyor.

 

Şükrü Karaman

telgrafhane.org

 


Yukarı Geri Ana Sayfa

x

Telgrafhane'yi Facebook'tan takip edin



Telgrafhane'yi Twitter'dan takip edin

x
Telgrafhane facebook uygulamasına
bağlan
44 Sorgu Yapıldı. 0,177 Saniyede Oluşturuldu.