10.04.2015, Cuma







‘Mahmut Ak onuru ve huzurumuz için istifa etsin’
‘Mahmut Ak onuru ve huzurumuz için istifa etsin’
8 Nisan 2015 22:51
Font1 Font2 Font3 Font4

AKP’den milletvekili aday adayı olmak için görevinden istifa eden İstanbul Üniversitesi rektörü Yunus Söylet’in ardından, Türkiye’nin en eski üniversitesinde oldukça sancılı bir rektörlük seçimi yaşandı. Prof. Dr. Raşit Tükel ve Prof. Dr. Mahmut Ak arasında geçen rektörlük yarışı, Tükel’in seçimi 300 oy farkla kazanmasıyla boyut değiştirdi.

Kamuoyu uzun süre rektör atamalarında son söz sahibi olan Cumhurbaşkanı’nın kimi atayacağını merakla beklerken, Erdoğan 2 Nisan’da AKP’ye yakınlığıyla bilinen Mahmut Ak’ı İstanbul Üniversitesi’ne rektör olarak atadı.

Ak’ın rektörlüğe atanmasının ardından Raşit Tükel’e destek veren İstanbul Üniversitesi öğrencileri, ‘AKP’nin yandaş Mahmut Ak’ına karşı, benim Rektörüm Raşit Tükel‘ ismini verdikleri kampanyayla Tükel’in rektörlüğe atanmasını istedi.

Diken'den Can Bursalı'ya konuşan Fikir Kulüpleri Federasyonu Genel Başkanı ve İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi öğrencilerinden Erçin Fırat, Mahmut Ak’ın istifa etmesinin kendi onuru ve üniversitenin huzuru açısınından en doğru karar olacağını belirtti.

Her fırsatta ‘sandık’ vurgusu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul Üniversitesi Rektörlük Seçimleri’nde ikinci sıradaki aday Mahmut Ak’ı atadı. Sandıktan açık ara farkla birinci çıkan Raşit Tükel’in yerine Mahmut Ak’ın atanması siz öğrenciler için ne ifade ediyor?

Yaptığımız eylemlerde, yazdığımız yazılarda ve sosyal medyada gözüktüğü gibi bizim için açıkça bir hukuksuzluğu ifade ediyor. Sandıktan çıkan sonuç akademisyenlerin Raşit Tükel hocamızı seçtiğini gösterdi. Arkasından gelen süreçte ise tüm üniversite hocamızın arkasında durdu.

Bir önceki rektörlük seçiminde Raşit hocamız ikinci sıradan kalmış ancak son derece onurlu biçimde davranıp seçimden çekilmişti. Bu, iki anlayış arasındaki farklardan sadece birisi. Bir diğer önemli fark birisinin AKP’nin memuru olarak görev yapması, diğerinin ise üniversitenin tüm bileşenlerini arkasına alarak göreve gelecek olmasıydı.

Bizim açımızdan bu seçimlerin ifade ettiği bir diğer başlık ise 1202 akademisyenin mevcut yönetime karşı olduğunu görmek oldu. Bu gücün mutlaka üniversite öğrencilerinin mücadelesiyle birlikte yürümesi gerektiğine inanıyoruz.

ZATEN BİZİM OLAN BİR YERİ İŞGAL EDEMEYİZ

Mahmut Ak’ın istifa ederek yerine Raşit Tükel’in atanması talebiyle okuldan ayrılmama kararı aldınız. Raşit Tükel’in ricası ile de okuldan ayrıldınız. Tükel ricacı olmasaydı İstanbul Üniversitesi bir işgale sahne olabilir miydi?

Yaptığımız eyleme işgal değil terk etmeme eylemi dedik. Eylemin adını yumuşatmak için değil. Zaten bizim olan yeri işgal edemeyiz. İşgalci olan okula gün aşırı saldıran polis, üniversite iradesini hiçe sayıp rektör koltuğuna oturmak isteyen Mahmut Ak’tır diye düşünüyoruz.

Bu küçük eklemeden sonra sorunuza döneyim, evet Raşit Tükel hocamız gelmeseydi terk etmeme eylemimiz devam edecekti. Herkeste  geri adım atmayacak kararlılık vardı. Bu kararlılık sonuna kadar haklı olduğumuz için ve eylemi duyurduktan yaklaşık bir saat sonra kamuoyundan gelen yoğun destek sayesinde arttı.

GEZİ DİRENİŞİ'NE BENZİYOR

Rektör atamalarında yetkili olan cumhurbaşkanları bugüne kadar kendisine yakın gördüğü rektörleri göreve getiriyorlardı. Çokta yeni olmayan bu anti demokratik uygulama, neden Raşit Tükel atanmayınca siz öğrencileri rahatsız etti?

Bugüne kadar yapılan tüm hukuksuz atamalara karşı söz söyledik. Ama sesimiz hiçbir zaman bu kadar gür çıkmamıştı. Bunu İstanbul Üniversitesi’nin öğrenci hareketindeki önemine ve Gezi Direnişi sonrasında gençlerin mücadele ettiklerinde kazanabileceklerine olan inancının artmasına bağlayabiliriz.

Açıkça yaşanan süreci Gezi Direnişi’ne benzetiyoruz. Orada Gezi Parkı’nı fiili olarak yıkmak istiyorlardı; buradaki adım ise üniversiteyi yıkmak anlamına geliyor. Üniversite bilimin, üretimin ve hak aramanın yeridir.

Bu kadar haksız bir uygulamayla külliyeye çevirmek istedikleri üniversite yolunda en somut adımı atmak istediler. Büyük bir tepkiyle karşılanmaması üniversitenin bütün olarak yenilmesi anlamına gelecekti.

ÜNİVERSİTEDE KENDİ YÖNETİMİMİZİ KURUYORUZ

İstanbul Üniversitesi öğrencileri olarak Mahmut Ak’ın göreve başlamadan meşruiyetini yitirdiğini ve istifa etmesi gerektiğini kamuoyuna duyurdunuz. Mahmut Ak’ın istifa etmemesi halinde eylemleriniz sürecek mi?

Tabii ki sürecek. Bugüne kadar İstanbul Üniversitesi iyi bir direniş gösterdi. Bu direniş şimdi uzun yıllardır gösterilemeyen bir deneyimle sürdürülecek. Üniversite öğrencilerinin, akademisyenlerin ve çalışanların mevcut yönetimi tanımadığını duyurduk. Öğrenciler, akademisyenler, çalışanlar bir araya gelerek meclisler oluşturacağız. Yani kendi yönetimimizi kuruyoruz. Tüm kararları burada alacak üniversiteyi biz yöneteceğiz.

Bu deneyim büyütülürse diğer üniversitelere de örnek olacaktır. Mahmut Ak’ı ise üniversiteye sokmayacağımızı söyledik. Kendisi de üniversitenin onu istemediğini anlamış olacak ki ya gizli saklı gelmeye çalışıyor ya da üniversiteye gelmiyor. Geldiğine dönük haber aldığımızda elinde aniden güvenliklere haber vermek için tuttuğu telsizle ve yanındaki güvenlik görevlileriyle hızla ayrılıyor.

Son kez bu vesileyle de söylemiş olalım böyle bir acziyet içinde olacağına istifa etmesi kendi onuru açısından da, üniversitenin huzuru açısından da iyi olacaktır. Eylemimizde görülmüştür biz sınavlarımıza çalışarak, müzik yaparak, kol kola, dayanışmayla terk etmedik okulumuzu.

Okulda polis terörünün değil bu atmosferin hakim olmasını istiyoruz. Bunun yolu Raşit Tükel hocamızın hak ettiği gibi rektör olmasıdır. Mahmut Ak rektörlük koltuğuna dahi oturamazken, bizim rektörümüz öğrencileriyle birlikte forumlarda, koridorlarda bağdaş kurup oturabilmektedir.

ileri haber



Yukarı Geri Ana Sayfa

x

Telgrafhane'yi Facebook'tan takip edin



Telgrafhane'yi Twitter'dan takip edin

x
Telgrafhane facebook uygulamasına
bağlan
71 Sorgu Yapıldı. 0,363 Saniyede Oluşturuldu.