Geçtiğimiz yıl AKP’nin seçimler için Osmaniye’de miting yaptığı sırada “hırsız var” pankartı açtığı için başbakanlık korumaları ve polisler tarafından araç içerisinde işkenceye maruz kalan İbrahim Alıcı hakkında Erdoğan’a hakaret ettiği gerekçesi ile dava açıldı. 

Alıcı’nın işkenceye ve cinsel tacize kadar varan uygulamalar nedeniyle bulunduğu suç duyurusu sonucu polisler hakkında takipsizlik kararı veren savcının Alıcı’ya dava açan savcı ile aynı olması dikkat çekti. Osmaniye 6'ıncı asliye Ceza Mahkemesi’nde görülecek olan davayı değerlendiren Alıcı’nın avukatı Tugay Bek, savcının değerlendirmesini eleştirerek “Polislerin vatandaşı dövmesinde sorun görmeyen Savcı’nın dönemin Başbakanı olan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın mağdur olduğu gerekçesi ile dava açması ülkede adaletin hangi noktaya geldiğinin göstergesidir.” dedi. 

'SAVCININ DÜŞÜNCE ÖZGÜRLÜĞÜ KONUSUNDA BAKIŞI DAR' 

Savcı’nın polislere takipsizlik verdiği kararda orantılı olduğu kararı verirken oldukça geniş,, “hırsız var” pankartı açan Alıcı’nın eylemi için “düşünce özgürlüğü sınırları içerisinde değerlendirilemez” dediğini söyleyen Bek, “Tam tersi olması gerekir. Düşünce ve ifade özgürlüğü konusunda daha geniş, polisin müdahalesi konusunda daha dar olması gerekir” dedi. 

'YARGI İKTİDARIN BASKISINI ÜZERİNDE HİSSEDİYOR'

Kararların savcının hukuk bilmezliğinden kaynaklanmadığını kaydeden Bek, 17 Aralık operasyonu sonrasında birçok yargı mensubunun sürgün edildiğini hatırlattı.  Hükümetin kendisi ile  paralel hareket eden yargı mensupları ve bürokratların yargıda yükselmesinin önünü açarken kendisine karşı karar verenleri sürgün eden uygulamalara imza attığını belirten Bek,  “Tüm bu uygulamalarla gelinen nokta hükümetin sözünün dışına onun dışına çıkamayan bir yargı mekanizması yarattı” dedi. 

Erdoğan’ın ve AKP tüzel kişiliğinin davacı mağdur olarak belirtildiği, “Hırsız var” pankartından dolayı açılan davada Alıcı’nın kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret suçlaması ile karşı karşıya kalması hangi kamu görevinin hırsız var şeklinde değerlendirildiği sorusunu akıllara getirdi. Bu konuyu değerlendiren Bek, Savcının “Hırsız var” pankartının Erdoğan ve AKP ile alakalı olması sonucuna o dönem gazetelerde çıkan yolsuzluk haberleri ile ilişkilendirerek vardığını söyledi.  Hırsızlık konusunun kamu görevi ile alakası olmadığını dile getiren Bek, ”şimdi yargı merciinin o dönem gerçekten suç işlenmiş  mi yoksa burada gerçekten bir hakaret var mı? Bunu araştırması gerekir” dedi. 

Volkan PEKAL  - evrensel