‘Bu suça ortak olmayacağız’ başlıklı bildiriye imza attıkları için ‘terör propagandası yapmak’ suçlamasıyla tutuklanıp ilk duruşmada tahliye edilen akademisyenlerden Yrd. Doç. Dr. Muzaffer Kaya, “Tamam, biz tahliye olduk ama hala orada insanlar ölüyor. Her iki taraftan da insanlar ölüyor, çünkü bir savaş politikası güdülüyor. Ve asıl mesele de onu durdurmak” diye konuştu.
Yrd. Doç. Dr. Esra Mungan, Doç. Dr. Kıvanç Ersoy, Yrd. Doç. Dr. Meral Camcı ve Yrd. Doç. Dr. Muzaffer Kaya ‘Barış İçin Akademisyenler’in İstanbul’daki üyelerinin düzenlediği basın toplantısında ‘Tüm tehditlere rağmen geri adım atmayacağız’ başlıklı açıklamayı okudukları için ‘cadı avı’nın hedefi haline gelerek tutuklanmıştı.
Çağlayan Adliyesi’nde görülen ilk duruşmada savcı tahliye istemiş, mahkeme de onaylamıştı.
DİHA’dan Zuhal Atlan ve Necla Demir’e konuşan Kaya, en çok sevindiği şeyin imzaladıkları bildirinin başarıya ulaşması olduğunu belirterek,“Tutuklanmamız o kötü gidişatın devamı gibiydi ama bu şekilde yoğun bir mücadelede başarıya, özgürlüğe kavuşmak hem bizim için güzel bir şey” dedi.
Güneydoğu illerinde süren ‘abluka’yı ‘diktatörce’ diye niteleyen Kaya, çözüm süreci vurgusu yaptı: “Eğer Türkiye’yi yönetenler bütünüyle akıllarını yitirmedilerse bu savaş duracak ve müzakere masaları tekrar kurulacak.”
Kaya, hükümeti 90’lar politikası uygulamakla eleştirdi: “Gidişat hal çok kötü ve 90’lar konsepti demiştim savunmamda hakikaten onun içindeyiz şuanda. Şuan da 90’larda denenen şeyleri Türkiye bir kez daha deniyor. Üstelik de sonuçlarının çok kötü olduğunu bildiği halde… Aslına bakarsanız 1925’ten beri 90 yıldır Türkiye’de demokratik çözüm dışında her şeyi denedik.”
Tutuklu kaldığı 40 gün boyunca kendisi için en zor olan şeyin çocuğundan ayrı kalmak olduğunu söyleyen Kaya, “Sürekli kitap okuyarak orada üretken kalmaya çalıştık. Üretkenliğimizi kesintiye uğratmadık. Kitapsız kaldığımız birkaç gün oldu ve onun dışında ulaşabildik. Kitap, gazete, dergi bunların gelmesiyle çok rahatladık zaten. Bir yandan mektuplar geliyordu. Hayatımda bu kadar mektup almamıştım” dedi.
DİKEN