1-Benim bir çocukluk arkadaşım var. Ömer Asım Aksoy. Aynı kitapları okuduk. Aynı filmleri seyrettik. Aynı okullara gittik. Aynı sokaktan geçtik. Aynı meyhanede oturup aynı içkiyi içtik. Aynı şarkıda ağladık. Dertler benim olsun… Türkçeci, Devrimci,Antepli Ömer Asım Aksoy’un torunu. Asım’ın babaannesi Beşire Hanım bazen Asım’a ,oğlum, dermiş, adamlar Çanakkale’de öldü.
Dün sabah çilekli süt ve fındık kremalı bisküvi almak için girdiğim markette bir kitap gördüm, aklıma Asım’ın babaannesi’nin bu cümlesi geldi.
Adamlar Çanakkale’de öldü.
Yani yalnızlığımız sadece kedisizlikten değil galiba.
Yoksa Asım’ın zampara kedisi Palaz, Mickey Rourke’a benzerdi; annemize de küs değiliz.
Adamlar Çanakkale’de öldü.
Sonra ben mesela, aradan on yıl ne çabuk geçmiş, Diyarbakırlı Türkçe Öğretmeni Adnan Satıcı’nın öldüğüne hâlâ inanamıyorum.
“O atlarla nereye, hem sen nereye
Nereye hiç dönmeyecekmiş gibi böyle…”
Bir balkon gibi girmişler işte ömrüme; “ölümün cesur körfezleriydiler,” Hayati Baki ile kahvede simit çayla otururken.
Seni gerçekten özledim Adnan Ağbi.
Adamlar Çanakkale’de öldü.
2- Fındık kremalı bisküvi almak için girdiğim markette gördüğüm kitabın adı “Adam”.
Kapağında Atatürk’ün resmi var.
Gazi.
Gazi, derdi, Atilla İlhan.
Sadece Gazi.
Gazi’nin resmi bazı isimlerden oluşuyor. O isimler yanyana gelince “Gazi” oluyorlar. Kitabın sayfalarını karıştırırken bu isimlere ilişkin kısa portrelerle karşılaşıyoruz. Gazi’nin siluetini tamamlayan portler…
Türkiye bugün hâlâ ayaktaysa bu adamlar sayesinde ayakta, bunu kitabın tanıtım afişinden öğreniyoruz. “Adam.”
Adamlardan biri Can Bonomo. Erdal Eren’in yanında Çağdaş Türk genci Can Bonomo. Asılırken yanında İsmail Sami Çakmak vardı. Kitapta yanına Bonomo ilişmiş Erdal Eren’in.
Biri Sabri Ülker. Türk aydınlanmasının sembol ismi.
Biri Muhtar Kent. Biri Rahmi Koç. Biri Mehmet Öz. Dr. Mehmet Öz. Dr. OZ. Wizard of Oz.
Evden tedariksiz çıktığımdan, son kuruşumu da çilekli süte yatırdığımdan, ne yazık, bir anlamda medeniyetimizin ulaştığı aşamaya ilişkin olduğunu sezdiğim bu eseri satın alma imkanım yoktu. Bende çaresiz bebek bezleriyle ıslak mendiller arasında bir zula bulup sayfalar arasında doyumsuz bir yolculuğa çıktım. Portlerin müellifinin Wizard of Oz’un fındık tüketimine ilişkin telkinleri neticesinde aşırı kilo aldığını da bu vesile ile öğrendim. Bira ile fındık, viski ile fındık, yazarımız yağlanmış.
Anıtkabir önünde plastik oyun parkı gördüğünde ürperenler şu basit soruyu bir kez olsun sorabilirler mi lütfen kendilerine, Dr. Oz acaba en son ne zaman tek satır okudu Doktor’dan? Kıvılcımlı’yı hatırlıyor musunuz Belgrad’da o hastane odasında?
Adamlar Belgrad’da,
Adamlar Moskova’da öldüler.
Mihri Belli San Fransisco’da liman işçileriyle, Yunan dağlarında direnişçilerle yumruk yumruğa faşizme karşı.
Bir adam tanırım mesela, İsmail Poyraz, Tavukçu lokantasının sahibi; Mehmet Ali Aybar geldiğinde, masasının yanında ayakta beklerdi.
BEN MUZAFFER BUYRUKÇU’YU RAKI İÇERKEN GÖRDÜM.
Anıtkabir önünde bir plastik yığınına dönüşmemeyi umalım.
BEN MUZAFFER İLHAN ERDOST’U ÖNÜMDE YÜRÜRKEN GÖRDÜM.
Alparslan Işıklı’yı okumamış Atatürkçü yazarlar da gördüm.
BEN METİN ALTIOK’LA CELAL ATİK’İ BİR ŞİİRDE GÖRDÜM.
“ Biz seninle bir güreşçi
Bir şair asla
İki balkon gibiydik
Zamanın iç avlusunda,”
Doğu Perinçek’in yanına Muhtar’ı koymak, Anıtkabir’in önüne plastik yığmaktan çok daha beterdir.
BEN YALÇIN KÜÇÜK’Ü GEÇTİĞİ YERLERİ BİR KÜTÜPHANEYE ÇEVİRİRKEN GÖRDÜM.
Aydın üzerine Tezler’de Orhan Veli’yi de yazar.
Kimler zindanlara tıkılırken kimler kimleri parlatır Yalçın Küçük, onları da yazar.
Fakat bir yandan da, fındığı anavatanında yaşıyor olmak güven veriyor olmalı bazılarına…
5- Taa o zamanlar , John Lennon’a, sence dünyanın en iyi davulcusu Ringo Star mı, diye sormuşlar. O , Beatles’ın bile en iyi davulcusu değil, demiş John Lennon.
Bu nerden aklıma geldi bilmiyorum.
6- Bir turne sırasında Mick Jagger, Charlie Watts’u yanındakilere “davulcum” diye tanıtmış. Charlie de Jagger’ı pencereden dışarı fırlatıp atmış. Bu da işte Charlie Watts. Aklıma Ringo’dan geldi. Seksen yaşında bugün.
8- Bir nevi stil ikonu, bir nevi trend setter, bir nevi baban da mı pilates yapardı, bir nevi iflah olmaz iyimser, bir nevi Araba Sevdası, bir nevi Degustasyon’da alafranga bey, bir nevi Türkiye yalnız Türklerindir, bir nevi İsrail’le de papaz olmayalım, bir nevi Aydın Bey çok millidir… Bir nevi Ertuğrul Özkök’le ilgili bölüm Rolling Stones’un yumuşak karnı “ Satisfaction” ile açılıyor… Aslında Stones’un her an farklı anlamlara gebe çok baba bir şarkısı vardır; “ Their Satanic Majesties Request.”
Acizane kanaatim, o da düşünülebilirdi…
Ancak biz portelerin telif sahibi için ( sen en büyüksün Strummer boynunda Shaktar kaşkolüyle) The Clash’ten çalıyoruz bu defa, “Lost in Supermarket.”
9- Benim bir ağbim var. Maçkalı şöför Sabri’nin oğlu. Karagün dostudur. İyi zamanda neşemiz ortak. Son kitaplarından birini, Yurduma Alçakları Uğratma Sakın, babama ithaf etmiş. Ogün diyemedim, çok sağol ağbi. Babam da çok severdi seni. O zamanlar babamı aldıklarında, ben görememiştim, televizyon programında, en yakın arkadaşımın babasını aldılar, demişsin, Allah kurtarsın demiyorum Engin Ağbi, Zekeriya Öz seni Allah kurtarsın…
BEN NİHAT GENÇ’İ HACIBAYRAM’DA ÇAY İÇERKEN, HÜSEYİN GAZİ’DE NARA ATARKEN GÖRDÜM.
Tikilerin yanında gezip delikanlıyız ayağı yapmaz.
Ben Nihat Ağbi ile Nihat Ağbi’de memleket yazarlarını gördüm.
Nihat Genç ile Aydın Doğan’ı kamufle edemezsiniz.
Nihat Genç’in Aydın Doğan için yazdıklarına bakın.
Aydın Doğan Nihat Genç’e ev almadı.
Aydın Doğan’ın Nihat Genç’e açtığı davalara da bakın.
Yazarlarımıza, ağbilerimize dokunmayın.
Biz Nihat Ağbi ile yirmi beş senedir aynı mahallenin çocuğuyuz.
Mahallemize bulaşmayın.
Nihat Ağbi’nin örnek aldığı yazarlar arasında Rauf Tamer yoktur.
Bir de bu açıdan bakın.
Aslında bana kahramanlarını söyle sana kim olduğunu söyleyeyim hesabı.
Size öğretilenleri ve onları size öğretenleri hiç merak etmiyoruz ama Kemalist yurt severliği Sabri Ülker ile Muhtar Kent’ten öğrenecek değiliz.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün gölgesinde kendilerine yer bulamayacakları Atatürk’ten uzak tutun.
Günhan Aydın
telgrafhane.org