Eski bir alışkanlıktır, ne zaman karmaşık ya da toplumsal infiale sebebiyet verecek bir iş olsa yurdum gazete ve televizyonları (özellikle de iktidarlara yakın olanlar) o haberi ya da bilgiyi “Resmi makamlardan alınan bilgiye göre” diye verirler!
Diyelim ki deprem oldu ve 17 bin insanımız öldü! Ölmez ya öldü diyelim! Yoksa bizim gibi yapılaşmanın ve kentleşmenin dünya standartlarında olduğu bir ülkede böyle bir şeyin olması mümkün değil! İşte, diyelim ki 17 bin insanımız öldü! Ne yapıyor bu iktidara yakın gazete ve televizyonlar hemen ölü sayısını 17 bin değil de mesela 1500 diye veriyorlar! Neden peki? Toplumsa infiale sebebiyet vermemek için! Şöyle diyor örneğin bu gazete ve televizyonlar: Resmi makamlardan alınan bilgiye göre 5,5 şiddetinde baş gösteren deprem de (Dikkat ederseniz depremin şiddetini de düşük gösteriyorlar) 1500 vatandaşımız hayatını kaybetmiştir! Aynı resmi makamlar depreme müdahalenin anında yapıldığını ve vatandaşların yaralarının anında sarıldığını söylüyorlar!
Kim söylüyor bunu? Resmi makamlar! Peki kim bu resmi makamlar? Bir sürü makam işte direkt olarak kim olduğu belli değil! Peki ne yapıyorlar? 17 bin ölü sayısını 1500 olarak gösteriyorlar!
Sadece deprem ya da benzeri şeylerde geçerli değildir bu taktik! Diyelim ki Başkent Ankara’da bir patlama oldu! Olmaz ya oldu diyelim! Yoksa bizim gibi demokratik ve özgürlüklerin sınırsız olduğu bir ülkede böyle bir şey olması mümkün değil! İşte, diyelim ki bir patlama oldu ve bu patlamada 130’a yakın vatandaşımız katledildi! Önce ne yapar bu resmi makamlar? Patlamayı hiç olmamış gibi gösterirler ve sonrada ölen vatandaşlarımızın sayısını 3 haneden çift ya da tek haneye indirmeye çalışırlar! Konuyla ilgisi olmayan makamlardan ölü ya da yaralı sayısını öğrenmeye çalışırlar! Patlamayla ilgili bilgiyi Hazine Bakanı ölü sayısını ise Devlet Su İşler Bakanı açıklar! Peki nasıl bir haber geçer bu gazete ve televizyonlar: Resmi makamlardan alınan bilgiye göre Ankara’da ki patlamada 15 vatandaşımız hayatını kaybetti! Aynı resmi kaynaklar patlamanın IŞİD’in rutin işlerinden biri olduğunu söylüyorlar!
Yooo şaka değil! Açıklama ve beyanları bu yönde olan haberleri dikkatlice okursanız bütün bu söylenenlerin aslında insan beyniyle dalga geçmekten başka bir şey olmadığını göreceksiniz!
Peki ya yurdun batısında durum böyle de doğusunda farklı mı? Hayır! Tam tersine resmi makamlar yurdun doğusunda çok daha fazla devreye girerler! Örneğin Roboski katliamına bir bakalım! Katledilen insan sayısı bugünkü gerçek rakamına ulaşana kadar resmi makamlar uzun süre 15 ya da 16 civarında kaldılar! Ne zaman ki cenazelerin sayısı art arda dizilip de artık saklanamayacak bir hale aldı resmi makamlar susmak zorunda kaldılar!
Bir de “Resmi makamlar henüz konuyla ilgili bir açıklama yapmadı”cılar vardır ki onların sayısı da az değildir! Bunlar halk deyimiyle “Yüzüne tükürsen yağmur yağıyor diyen” cinslerdendirler! Diyelim ki bir gün bir iktidar partisinin 4 Bakanı ile ilgili yolsuzluk söylentileri çıktı! Çıkmaz ya çıktı diyelim! Yoksa bizim gibi, çağdaş, demokratik ve insan hak ve özgürlüklerine saygılı bir ülkede böyle bir şey olması mümkün değil! Ne yapıyor bu “Yüzüne tükürsen yağmur yağıyor” diyen cinsten olan gazete ve televizyonlar?! Öncelikle haberi duymazlıktan gelip birkaç gün susuyorlar! Sonra resmi makamların aslında hiç de resmi olmayan söylemlerinden yola çıkarak adeta yolsuzluğu meşrulaştırmaya yönelik haber ve program yapıyorlar: 4 Bakan ile ilgili yolsuzluk söylentilerine resmi makamlardan henüz bir açıklama gelmedi!
Neyse! Gelelim bizim meseleye! Resmi makamlardan alınan bilgiye göre Telgrafhane Haber Sitesi yeni köşe yazarları ve muhabirleriyle büyüyormuş! Yine aynı makamlardan alınan bilgiye göre Telgrafhane Haber Sitesi, Veli Bayrak’a da bir köşe verecekmiş! Dönmesi için değil yazması için, yanlış anlaşılmasın!
Veli Bayrak
telgrafhane.org