Üniversiteliler 37 sene önce 16 Mart’ta, Beyazıt Meydanı’nda faşistler tarafından katledilen 7 arkadaşını anmak için öldürüldükleri yerde toplanıyor

İstanbul Üniversitesi Merkez Fakülte’den 16 Mart 1978’de toplu çıkış yapan öğrencilerin Eczacılık Fakültesi önünde faşistler tarafından üzerine bomba atılarak silahla taranması sonucu 7 üniversiteli katledildi. Her sene olduğu gibi bu sene de üniversiteliler; “16 Mart’ı unutmadık, unutturmayacağız” diyerek Beyazıt Meydanı’nda buluşuyor.
Tarihi kendilerince yazanlara, AKP’ye, gericiliğe ve faşizme karşı 16 Mart’ta tüm üniversitelileri Beyazıt Meydanı’na çağıran üniversite öğrencileri hem Beyazıt Meydanı’nda katledilen üniversiteliler hem de Halepçe’de katledilen Kürt halkı için orada olacaklarını açıkladı.

AKP’nin eşitlik, özgürlük, laiklik ve barış için mücadele gençlikten korktuğunu ifade eden üniversite öğrencileri İç Güvenlik Paketi’nin de bunun bir sonucu olduğunu belirtti. Üniversite öğrencilerinin ortak açıklaması:

Hafızamızı yok ederek ve tarihi unutturarak, bizlerin üzerinden, kendi iktidarlarını sağlamlaştırmaya çalışanlara, tarihi kendilerince yalanlarla yazanlara, AKP’ye, gericiliğe ve faşizme karşı 16 Mart’ta Beyazıt’tayız.

16 Mart’ta Beyazıt’tayız; çünkü 1978’de üniversitelilerin üzerine sivil faşistlerin, kontrgerilla organizasyonuyla attığı bombanın, katledilen 7 üniversitelinin hesabını soruyoruz.

16 Mart’ta Beyazıt’tayız; çünkü 1988’de, Saddam’ın kimyasal silahlarla saldırarak katlettiği Kürt Halkının hesabını soruyoruz.

16 Mart’ta Beyazıt’tayız; çünkü 12 Mart 1995’de, kontrgerilla tarafından Gazi Mahallesi’nde Alevilere karşı girişilen katliam planlarının hesabını soruyoruz, Gazi halkının direnişini selamlıyoruz.

Kan ve katliamlarla dolu bir tarihin bugünkü sürdürücüsü AKP’nin karşısına dikiliyoruz.

AKP bu kanlı tarihi bugün her yanıyla sahiplenmekte ve yeni bir “baskı ve katliam” tarihi yazmaktadır. AKP’nin bu kanlı tarihi sahiplenmesi, 16 Mart 1978’de yapılan katliamın sanıklarını mahkeme yoluyla aklamasından bellidir. Bu kanlı tarihin bugün AKP’yle sürdüğünün kanıtı, Halepçe’nin başka şekillerde Kürt Halkı üzerinde baskı ve asimilasyon politikalarıyla devam ettirilmesidir. Alevilere yönelen mezhepçi-faşist ve gerici politikalar AKP eliyle yaygınlaşmaktadır.

AKP her alanda bu kanlı tarihi sürdürürken, kendi varlığını devam ettirmek için eğitimin içeriğinden bütün bir toplumsal alanı gericileştirme hamleleriyle kuşatmaktadır.

Ancak AKP, karşısına dikilen gençlikten korkmaktadır. Çünkü AKP’nin istediği gerici, piyasacı, katliamcı kabuğa gençlik sığmamaktadır; gençlik eşitlik, özgürlük, laiklik ve barış için mücadele ederek AKP’nin karşısına dikilmektedir.

İşte, AKP’ye İç Güvenlik Paketi hazırlatan korku da budur. Çünkü AKP’nin faşizmden başka sarılacak dalı kalmamıştır. Üniversite kapılarında bekletilen çevik kuvvet, TOMA, sivil faşistlerin saldırıları ve en son Ege Üniversitesi’nde yapılan komplo onun bu korkusunun vücut bulmuş halidir. Ama korkmakta haksız değiller; çünkü gençlik bu korkularını haklı çıkarmaya devam ediyor. Haziran İsyanı’nda karşılarına dikilen gençlik, Berkin için sokakları dolduran gençlik, Soma için üniversiteleri işgal ederek hesap soran gençlik, binlerce Ali İsmail olup isyan eden gençlik, Özgecan’ın katillerine ve kadın düşmanlığına karşı ayağa kalkan üniversiteli kadınlar, uykularını kaçırıyor AKP’nin ve Tayyip Erdoğan’ın.

Kendi kâbuslarının tüm ülke üzerine çökmesi için uğraşan AKP’nin, Tayyip Erdoğan’ın gerici ve faşist özlemlerine karşı 16 Mart Pazartesi günü Be

yazıt Meydanı’nda buluşuyoruz. Katliamların hesabını sormak, gerici ve katliamcı AKP’nin karşısında “Özgürlük, Eşitlik ve Laiklik” diye haykırmak için yürüyoruz…

 

Sendika.Org