25.11.2015, Çarşamba







Mustafa Balbay: İntikam almak istediğim tek şey; intikam duygusu…
Mustafa Balbay: İntikam almak istediğim tek şey; intikam duygusu…
23 Kasım 2015 12:58
Font1 Font2 Font3 Font4

NOKTA HABER | Yıldız YAZICIOĞLU

Mustafa Balbay, “Darbeye teşebbüs” suçlamasıyla Ergenekon Davası kapsamında 4 yıl 278 gün tutuklu kalmış bir gazeteciydi. Tutuklu bulunduğu sırada CHP tarafından 12 Haziran 2011 Genel Seçimleri’nde İzmir Milletvekilliği’ne aday gösterilerek, vekil seçildi. Ancak milletvekili olmasına rağmen tutuklu yargılanmasına devam edildi. Bu süreçte Balbay, İstanbul’da Silivri F Tipi Cezaevi’nde tutuklu kaldıktan sonra Anayasa Mahkemesi’nin kararıyla serbest kalabilmişti.

O dönemde, Türkiye’ye hem AİHM’in kararlarında hem de her yıl AB İlerlere Raporu’nda hakkında hüküm verilmeksizin uzun süreli olarak tutuklu yargılamadan vazgeçmesi yönünde uyarılar yapılmıştı. Benzer uyarılar şimdi de yapılmasına karşın NOKTA Dergisi’nin Genel Yayın Yönetmeni Cevheri Güven ve Yazı İşleri Müdürü Murat Çapan’ın da tutuklu yargılanmasına yönelik itirazlara mahkemeden red kararı verilmesi dikkat çekti.

NOKTA’YA YÖNELİK ‘DEHŞET DAVASI’

NOKTA’nın yaşadığı süreci “Kabul edilemez” olarak değerlendiren gazeteci kökenli milletvekili Balbay, ortada asimetrik bir suçlama olduğunu ve NOKTA’ya yönelik dava süreci için de “Dehşet Davası” denilebileceğini söyledi.

Cevheri Güven ve Murat Çapan’ın da “Darbeye teşebbüs” ile suçlanması ve tutuklu yargılanmaları yönündeki ısrarı çok yanlış bulduğunu da belirten Balbay, “Çok ağır bir suçlama. Zaten Türkiye’deki son dönem siyasi davaların önemli bir bölümü asimetrik suçlamalarla dolu. Bunlara belki de dehşet davaları diyebiliriz. Dehşet anları, insanların sağlıklı düşünemediği anlardır. Bir an böyle telaşla deyim yerindeyse başı kesik tavuk gibi çırpındığı anlardır. Türkiye’yi böyle bir noktaya itmemek gerekiyor. Türkiye’nin maalesef basın özgürlüğü karnesi zaten zayıf idi. Ama Türkiye, uzun zamandır hapiste gazetecileri olan bir ülke haline geldi. Hapiste gazeteci sayısının 1 olmasıyla 1000 olması arasında bir fark yoktur” dedi.

DAVALAR İNTİKAM GİBİ GÖRÜLÜYOR

NOKTA’nın hedef alındığı soruşturma ve benzeri dava süreçlerinin “intikam” gibi görüldüğünü ancak bunun da kabul edilemeyeceğini belirten Balbay, siyasi davalarda çok ağır suçmaları kanıtlayacak suç üstü durumu yoksa tutukluluk olmaması gerektiğini vurguladı. Balbay, “Demir parmaklıklar ardında mahkeme sürecinde hep söylediğimiz şuydu. Keser döner sap döner bir gün hesap döner. Bugün o hesap döndü. Ama yarın da başka türlü dönebilir. Ben Türkiye’de artık hukukun, adaletin ayaklar altına alındığı bir ülke olmasını istemiyorum. 1980’lerde işkenceler nedeniyle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin gündeminde olan Türkiye bugün basına yönelik engellemeler, yasaklama uygulamaları, tutuklamalar nedeniyle gündemde. Türkiye bu gündeme mahkum olmamalı. Olağanüstü bir suç üstü durumu olmadığı sürece hele hele de siyasi davalarda hiç kimse tutuklu yargılanmalı” diye konuştu.

KISIR DÖNGÜ ZAMAN KAYBETTİRİYOR

“Sizce Türkiye neden basın özgürlüğünde uzlaşma sağlayamıyor. Sürekli bir hesap dönme hali mi yaşanacak?” diye sorduğumuz Balbay, “İşte ben buna da isyan ediyorum. Duruşma salonunda söylediklerim birisi şuydu, 1960’larda Adnan Menderes’ler idam edilmeseydi 1970’lerde Deniz’ler idam edilmeyecekti. Maalesef Türkiye, kısır döngü içerisinde dönemsel intikamlar ile zaman kaybediyor. Buna karşı da elimden geleni yapmak istiyorum. Benim şahsen intikam almak istediğim tek şey intikam duygusu. Bunu yok etmek gerekiyor” görüşünü aktardı.



Yukarı Geri Ana Sayfa

x

Telgrafhane'yi Facebook'tan takip edin



Telgrafhane'yi Twitter'dan takip edin

x
Telgrafhane facebook uygulamasına
bağlan
64 Sorgu Yapıldı. 0,507 Saniyede Oluşturuldu.