Anayasa Komisyonunda Cumhuriyet ve demokrasi nöbeti tutan CHP’liler, anayasa değişikliğinin tek adam rejimine gittiğini belirterek, kişiye özel anayasa olamayacağını dile getirmeye devam ediyorlar.
CHP Balıkesir Milletvekili ve Genel Başkan Başdanışmanı Ahmet Akın da TBMM Anayasa komisyonu çalışmalarına katılan milletvekillerinden. Sık sık tartışmalara sahne olan Anayasa Komisyonunda milletvekilleri söz alarak Başkanlık Sistemi öngören anayasa değişikliği hakkında görüşlerini belirtiyorlar. Dün gece saat 01.30’da Anayasa Komisyonunda tek adam rejimi öngören anayasa değişikliği konusunda konuşan Ahmet Akın şunları söyledi;
HALKIMIZIN TEK ADAM REJİMİ ÖNGÖREN BİR ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ TALEBİ YOK
“ Halkımızın gündeminin ilk sırasında böyle bir anayasa değişikliğinin olmadığını biliyoruz. Bunu siz de çok iyi biliyorsunuz.
Bir rejim değişikliğini öngören anayasa değişikliği talebinin kaynağını siz de biz de biliyoruz.
Ben hukukçu değilim. Hukukçu milletvekili arkadaşlarımın değerlendirme ve görüşlerine saygıda kusur etmeden, halkımızın görüşlerine tercüman olmaya çalışacağım.
Türkiye Cumhuriyeti, büyük asker ve devlet adamı Mustafa Kemal Atatürk öncülüğünde atalarımızın savaş meydanlarında canı, kanı pahasına verdiği mücadelenin arkasından kurulmuştur.
Bütün halkımız bunun bilincindedir ve Cumhuriyetini gözü gibi korur. Meclisini gözü gibi korur. 15 Temmuz’da hain Fethullah cemaati tarafından yapılan darbe girişiminde Meclisin bombalanmış olması en çok halkımızı yaralamıştır.
Bu Meclis Ulusal Kurtuluş Savaşında Savaş yönetmiş bir Meclistir. 15 Temmuz’da bombalar altında darbeye direnmiş bir meclistir. Bu yüzden Gazi Meclistir. Cumhuriyeti ilan etmiş, cumhuriyet devrimlerini hayata geçirmiş bir Meclistir. Halk nezdinde çok önemli bir yeri vardır. Milli iradenin tecelligahı durumundadır.
Şimdi siz bir anayasa değişikliği getiriyorsunuz. Meclisi etkisizleştirelim diyorsunuz. Meclis bir kenarda görüntü olarak dursun, her şeyi Cumhurbaşkanı halletsin, kanunları da, yönetmelikleri de o çıkarsın, uygulamasını da o yapsın diyorsunuz.
ANAYASA GEÇMİŞİMİZ MECLİSİ ÖNE ÇIKARAN BİR GELİŞME İZLEMİŞTİR
Bu durum ülkemizin geleneklerine aykırı. Osmanlıdan bu yana, Meclis bu ülke ve toplum için çok önemli olmuş. Anayasa geçmişimiz Meclisi öne çıkaran bir gelişme izlemiş.
Zaten Dünya tarihinde de anayasalar iktidarı elinde bulunduranların yetkilerini dengeleme, frenleme ve sınırlamak için yapılmıştır. Dünyadaki toplumsal mücadelelerin tarihi aynı zamanda anayasaların da tarihidir.
Anayasalar değişebilir, bunda bir sorun yok. Ama bu değişiklik çağın gerektirdiği değerlere uygun olarak yapılır. Dünyadaki diğer uygulamalarda zaten bu şekilde. Bizde de aslında böyle bir çizgiden bahsedebiliriz. Bir istisna 12 Eylül anayasasıdır. 12 Eylül askeri rejiminin yaptığı anayasa bu evrime ters olmuştur. Şimdi 12 Eylülcülere rahmet okutacak bir düzenlemeyi hazırlayıp buraya getirdiniz.
ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ TEKLİFİNİN HAZIRLIĞINDA HALK YOK, TARTIŞMA YOK
Bu teklifin hazırlık aşamasında halk yok, tartışma yok. Kapalı kapılar arkasında hazırlandı. Hatta altına imza atan ve boş imza kağıtlarını sosyal medya hesaplarından gururla paylaşan milletvekilleri bile maalesef teklifi basına açıklandıktan sonra öğrenebildi. Bu çok kötü bir şey arkadaşlar.
Hazırlık aşamasında tartışılmasını istemediğiniz gibi burada da uzun uzun tartışılmasını istemiyorsunuz. Oy verelim geçsin, olsun bitsin anlayışı içerisindesiniz.
Bu da çok kötü ve yanlış arkadaşlar.
Tartışıldıkça halkın bu değişikliğe olan tavrının değişeceğini siz de biliyorsunuz. Nitekim kamuoyunda bu yönde farklılaşmalar olduğunu da görüyoruz. Seçim bölgelerimizdeki görüşmelerden biliyoruz. Kamuoyu araştırmalarından anlıyoruz.
Halkta karşılığı olmadığını bile bile ne yapamaya çalışıyorsunuz anlayabilmiş değilim. Diyelim ki Meclisten geçirdiniz. %50.01 ile referandumdan da geçirdiniz. Ne olacak halk desteği ile rejimi değiştirmiş mi olacaksınız. Halkın geri kalanının tercihi ne olacak? Tartışma bitmiş mi olacak? Elbette bitmeyecek.
Halkımızın bu yönde yani Ülkenin yönetim yapısı değişsin, Meclis etkisiz hale getirilsin, kuvvetler ayrılığı ortadan kaldırılsın, bütün kuvvetler bir kişide toplansın gibi bir beklentisi yok. Aksine halkımız kendi iradesinin Mecliste tam ve eksiksiz olarak temsilini istiyor. Güçlü bir meclis denge ve denetleme unsuru olarak etkin bir şekilde görevini yapsın istiyor. Bu yüzden kendi temsilcileri olan biz milletvekillerinden sürekli olarak hesap soruyorlar.
Sürekli halkın içerisindeyiz. Hepiniz biliyorsunuz. Hangi birinize şu yetkilerinizi Cumhurbaşkanına devredin, o her şeyi bilir, bütün yetkiler onda olsun talebi geldi?
Kısaca söylemek gerekirse halkımızın Başkanlık sistemi gibi ne bir beklentisi var, ne de bir önerisi var. Halkımız yeni bir anayasa istiyor, bunu biliyoruz.
HALKIN İSTEDİĞİ DEMOKRASİYİ VE ÖZGÜRLÜKLERİ GELİŞTİREN BİR ANAYASA
Ama hiç kimse rejimi değiştirecek bir anayasa istemiyor. Onların istediği demokrasiyi ve özgürlükleri geliştiren bir anayasa.
Bununla birlikte halkımızın hem bizden hem sizden, hepimizden başka beklentileri var;
– Halkın açık açık dillendirdiği, ortaya koyduğu talepler var. Samimi olalım, o talepleri karşılayalım. Nedir bu talepler;
Halkımız hak ve adalet diyor, herkes için adalet istiyor.
Hukuk devleti istiyor.
Hukukun üstünlüğünü istiyor.
Herkes için eşitlik istiyor. Torpil ve kayırmacılık istemiyor.
Hırsızlık, arsızlık, uğursuzluk, yolsuzluk, rüşvet olsun istemiyor. Bunları yapanlar yargılansın istiyor.
Çocukları kaçak yurtlarda yanarak ölmesin istiyor.
Kaçak yurtlarda çocuklar tacize uğramasın, tacizciler korunmasın istiyor.
Askerlerimiz, polislerimiz şehit olmasın, vatandaşlarımız kör teröre kurban gitmesin istiyor.
Kimse akşam yatağına aç girmesin, analar babalar iş bulup çalışsın istiyor.
Herkesin kafasını sokacağı bir evi olsun, kazanı kaynasın istiyor.
Çocukları iyi eğitim alsın istiyor.
Asgari ücret Avrupa’daki gibi olsun istiyor.
Yoksulluk bitsin istiyor.
Din istismarı bitsin, herkes inancında özgür olsun istiyor.
Yalan haberlerle halkın aldatılması sona ersin istiyor.
Kendilerini yönetenler dürüst olsun ve yalan söylemesin istiyor.
Sabah akşam bezdirici boyutlara gelen siyasi propagandalara maruz kalmak istemiyor. Huzur istiyor.
Halkımız bunları istiyor. Beklentisi bu yönde.
Bir şey yapılacaksa bunlar yapılsın.
Bütün bunları parlamenter sistem içerisinde yapmak istediniz de elinize vuran mı oldu? 14 yıldan bu yana tek başınıza iktidarsınız. Her şey elinizde. Yetki de güç de sizde. Neden yapmadınız?
Şimdi rejimi değiştirip tek adam yönetimine geçtiğinizde bunlar yapılacak mı? Yapılacaksa şimdiye kadar neden yapmadınız diye size sormayacaklar mı?
GETİRİLEN ANAYASA DEĞİŞİKLİK TEKLİFİ NET BİR ŞEKİLDE TEK ADAM REJİMİDİR.
Getirilen değişiklik teklifi net bir şekilde tek adam rejimidir. Siz istediğiniz kadar perdelemeye çalışın. Ama gerçek böyledir.
Anayasa uzmanlarının, ömrünü bu konuya vermiş insanların, profesörlerin ortak görüşü de böyledir.
Zaten bu yüzden uzmanların Komisyona çağrılması önergemizi kabul etmediniz.
Sahip olduğunuz olanaklar ile istediğiniz kadar algı operasyonu yapın. Yine de bu gerçeği örtemiyorsunuz.
Bir kişi her şeye karar versin, milli iradenin tecelligahı olan Meclis olmasa da olur. Her şeyi en iyi o bilir anlayışı ile hareket ediyorsunuz.
Dünyada böyle ülkeler var. Kuzey Kore, Afrika’da bazı ülkeler, Ortadoğu’daki bazı ülkeler böyle. Öyle anlaşılıyor ki onlara özenilerek bu teklif hazırlanmış.
Demek ki siz Türkiye’yi onların arasında görmek istiyorsunuz. İnsanımıza layık gördüğünüz demokrasi düzeyi bu. Bundan o anlaşılıyor.
Demokrasinin olmazsa olmazlarından birisinin güçler ayrılığı olduğunu artık bilmeyen yok. Bunun aksini savunmak faydasızdır. Kimseyi inandıramazsınız.
Herkes sizin ne yapmak istediğinizi biliyor. Hatta kendi partilileriniz bile buna ikna olmuş değil.
GENEL BAŞKANLAR TV’DE CANLI YAYINDA ANAYASA DEĞİŞİKLİK TEKLİFİNİ TARTIŞSIN
Şimdi buradan bir öneride bulunmak istiyorum.
Emrinizde pek çok tv kanalı var. İstediğiniz şekilde yönlendiriyorsunuz. Bu kanallardan birisine Genel Başkanlarımız çıksın; halkın önünde, Tv’lerde bu teklifi tartışsınlar, halk görsün. Anlasın.
Kamuoyunun bu konuyu tartışmasından neden korkuyorsunuz? Her görüşten anayasa hukukçuları çıksın kamuoyu önünde tartışsın, üniversitelerimiz tartışsın. Televizyonlarda bile kurduğunuz baskı ile konu tek taraflı tartışılıyor. Karşı çıkanlara yer verilmiyor.
Bu kadar acele etmeyin. Söz konusu olan bir rejim değişikliği. Toplumun tüm kesimlerini dahil eden bir süreç daha doğru olacaktır.
SİSTEM BOZMAKDA AKP’NİN ÜZERİNE YOK, EĞİTİM SİSTEMİNİ, YARGI SİSTEMİNİ, DIŞ POLİTİKAMIZI BOZDUNUZ
Sistem bozmada maşallah AKP’nin üzerine yok. Bakın 2010’da bir anayasa değişikliği yaptınız. Yargıyı yeni baştan dizayn ettiniz. Bu değişikliğe karşı çıkanlara söylemedik lafı bırakmadınız. Hiçbir uyarıyı dikkate almadınız. Biz yaparız olur dediniz.
Uzun süre yol arkadaşlığı, iktidar ortaklığı yaptığınız bir cemaate yargıyı teslim ettiniz. Hukuku, hukukun üstünlüğünü yok ettiniz. Ne oldu? Altı yıl sonra kendinize göre ayarladığınız yargı ve devleti teslim ettiğiniz cemaat bu ülkeye kastetti.
15 Temmuzda bu ülke tarihi bir badire atlattı. Yargıyı bir gruba teslim etmek nasıl bir bela açtı hep birlikte yaşadık. İnatla yaptığınız yanlışın bedelini tüm halkımız ödedi.
Atatürk Cumhuriyetinin eğitim sistemi ile hep sorunlu oldunuz. Kabul edemediniz bir türlü. Tutturdunuz 4+4+4 diye ucube bir eğitim sistemi yarattınız. Şimdi gelinen noktada hiç kimse bundan memnun değil. Eğitim dökülüyor. Üniversite sınavlarında ve uluslar arası sınavlarda eserinizin sonuçları ortaya çıkıyor. Bozduğunuz eğitim sistemi sadece sizin değil tüm halkımızın, ülkemizin geleceği. Geleceğimize zarar vermiş oldunuz.
Yine Cumhuriyetin yerleşik dış politika anlayışını reddettiniz. “yurtta sulh, cihanda sulh” olarak özetlenecek dış politikamızı rotasından saptırdınız, içinden çıkılmaz hale getirdiniz. Halkımızın hemen tamamı ortaya koyduğunuz dış politikada başarısız olduğunuzu kabul etmiş durumda. Ayrıntılarına girmek istemiyorum ama tek başına Suriye politikanız bile bu durumu özetler niteliktedir.
Şimdi Türkiye’nin yönetim sistemini, rejimini değiştirmek istiyorsunuz. Bu örnekler ışığında değerlendirecek olursak ülkemizi sayenizde kara günlerin beklediğini görmek için kahin olmaya gerek yok.
KİŞİYE ÖZEL ANAYASA OLMAZ
Biz konuya ilkeler ve sistem açısından bakmak, ona göre değerlendirmek istiyoruz. Ama öyle bir teklifle karşı karşıyayız ki kişiye özel bir değişiklik ve kurgu var ortada. Bunun bir benzerini kamu ihalelerinde sıklıkla yapıyorsunuz, adrese teslim ihale deniyor adına. İhale şartnamesinde sadece isim yazmıyor. Her şeyiyle alacak kişi tarif edilmiş oluyor.
Burada da böyle bir durum söz konusu. Her şey bir kişi için düzenlenmiş. Onun mutlak iktidarını sağlamaya dönük sistem kurgulanmış. İstediğiniz kadar “yok öyle değil” deyin. Her şey ortada ve herkes böyle olduğunu biliyor. En azından açık olun bunu açıklayın. Halkımız da ne olduğunu bilsin.
15 TEMMUZ DARBE GİRİŞİMİ AKP TARAFINDAN FIRSATA ÇEVRİLMEYE ÇALIŞILIYOR
15 Temmuz darbesi bir kişiye karşı değil, tüm ülkeye, özgürlüklere, demokrasimize ve bağımsızlığımıza karşı yapılmıştır.
15 Temmuz’u bu şekilde fırsata çevirmeye çalışmak halkımıza ve ülkemize karşı yapılacak en büyük haksızlık olacaktır.
140 yıllık anayasa tarihimiz süreç içerisinde hep iyiye doğru düzeltmelerle geçmiştir. Bugün yaptığınız bu süreci tersine çeviriyor. Bu tarih yok sayılıyor. Dünyanın 21. Yüzyılda ulaştığı demokratik standartlar ve değerlere ters bir durum söz konusu. Bu da çok yanlış arkadaşlar.
YAPILMAK İSTENEN REJİM DEĞİŞİKLİĞİ, KURTULUŞ SAVAŞINI VEREN, ÖZGÜRLÜK UĞRUNA CANLARINI FEDA EDEN ATALARIMIZA KARŞI YAPILMIŞ VEFASIZLIKTIR.
Bu yapılan, Ulusal Kurtuluş Savaşını veren, özgürlük ve bağımsızlık uğruna canlarını feda eden atalarımıza da vefasızlık. Onlar yedi düvele karşı savaşarak kazandıkları zaferle tek adam rejimine son vermişler ve Çağdaş Cumhuriyetimizi kurmuşlardır.
Şimdi bütün yaşanmışları ve gelinen noktayı yok sayıp tek adam rejimine dönmek istiyorsunuz. Tarihin akışına ters bir çaba içerisindesiniz.
ÇOCUKLARIMIZA, TORUNLARIMIZA VE TARİHE KARŞI SORUMLULUĞUMUZ VAR.
Ülkemizin yetiştirdiği saygın anayasa hukukçularından olan Sayın İbrahim Kaboğlu teklifi değerlendirdiği bir açıklamasında “değişiklik teklifini padişahlık ötesi bir durum olarak değerlendiriyor” Padişahın bile bir partisinin olmadığını söylüyor. Hoca, yapılanın gelecek kuşaklar için bir anayasa değil, bir kişi için yapılan anayasa olduğunu söylüyor.
Bizi dinlemiyorsunuz, uyarılarımızı dikkate almıyorsunuz. Bari bu konunun uzmanlarının uyarılarına kulak verin. Bugünlerinizi değil, çocuklarınızın, torunlarınızın, sonraki kuşakların yaşayacağı Türkiye’yi düşünün.
Tüm AKP’li ve MHP’li milletvekili arkadaşlarımdan bağımsız, özgür ve demokratik bir Türkiye’de daha mutlu ve huzurlu yaşamanın koşullarını oluşturmayacağını gördüğümüz bu teklif için daha titiz ve duyarlı düşünmelerini rica ediyorum. Tarih bugünleri not ediyor. Çocuklarımıza, torunlarımıza ve tarihe karşı sorumluluğumuz var.
telgrafhane.org