10.01.2014, Cuma






Çal Hacı! Bir daha çal…
Çal Hacı! Bir daha çal…
7 Ocak 2014 08:05
Font1 Font2 Font3 Font4

 

Çalan çalana…

Helal olsun! Çalmak, bu memlekette artık haram sayılmıyor…

MŞ (Malum Şahıs) namı diğer, Suçlu Şahıs, itiraz edenleri hem susturuyor, hem suçlu çıkarıyor. Yani? Yavuz hırsız ev sahibini bastırıyor!

Çalmak? İlla ki araklamak ve başka bir deyişle:

“Hacılamak!”

AKP’nin sırrı: hacılamak!

İşte budur! Anahtar kelime, zamana ve zemine uyan kelime vallahi budur…

Çal Hacı! Bir daha çal…

Vur patlasın ÇAL oynasın. Kendisine “ak” diyenler önüne gelene kara ÇALsın. Palavra vaatlerle oy toplayabilenler seçmenlerinin ağzına birer parmak bal ÇALsın. Eh işte, şimdi zaten ÇAL(ışmak) ibadetin yarısı ve onun da birinci yarısı, “ÇAL” yeterli.

Karnı zil ÇALanlar kaybetsin, yağma sofrasına iştahla kaşık ÇALanlar kazansın. Her telden ÇALmayı bilen liberaller miberaller efendilerinin borusunu ÇALmaya devam etsin…

***

Aziz Nesin’in kehaneti gerçekleşti: “Memleketin birinde hop tirinam” hallerdeyiz.

Adaletin kırıntısı yok, Tır dolusu devlet sırrı var, Kürt meselesinde tahliye rüşveti, Ergenekon’da yeniden yargılama vaadi, ABD elçisine atılan postanın yutulması var… Bunların hepsi ciddi ve önemli…

Cemaat’te çete tespitine eyvallah. Cemaat’in kurduğu kumpasların teşhirine eyvallah. Cemaat’in saray darbesine çanak tutmamaya da eyvallah. İyi de ayakkabı kutusu? Jet ile umre? Kol gibi kol saati? Rüşvetler, nüfuz ticaretleri, kutudaki eurolar, dolarlar, çil çil liralar? Demek ki…

Hırsız vaaar!

Hırsızları teşhir etmekten, yakalamaktan hiç vazgeçmeyelim.

Tamam başörtüsündeki “inanç özgürlüğü” misali, hırsızlık yapanın da elinin kesilmesi “özgürlüğünü” talep etmeyelim; ama yolda yürürken yüksek sesle hep hırsızlıklarını konuşalım. Duymayan duysun. Unutmasın. Otobüste giderken herkesin anlayacağı şekilde konuşalım. Bilmeyen öğrensin. Aklından çıkmasın. Bıkmadan usanmadan sürekli bu konuyu konuşalım, lafı hep onların hırsızlıklarına bağlayalım. Hırsızlıklarının gündemden düşmesine asla fırsat vermeyelim.

Günlerdir hırsızların can düşmanı sosyalistler, devrimciler, muhalifler elbette bunun için sokaktalar. Peki, “Ana Muhalefet” Partisi ve hatta bazen “sol” parti sayılan CHP ne yapıyor? Namuslu birkaç milletvekili seslerini duyurmaya çalışıyor. Kılıçdaroğlu da hırsızlık, yolsuzluk, nüfuz ticareti babında güzel konuşuyor. “Halka bunları çok iyi anlatmamız lazım” deyip duruyor.

İyi de, nasıl anlatacağını neden söyleyemiyor?

Alın buyurun işte, hırsızlığı günah sayan samimi Müslüman seçmenlere doğrudan seslenebileceksiniz… Sarıgül’ün filan ikide bir “Allah bismillah” demesiyle değil, ancak din iman deyip harama batanlara, yoksul hakkını hacılayanlara karşı ayağa kalkınca, eyleme geçince anlaşılır samimiyetiniz.

İşte penaltıyı atmanız ve hatta doksana takmanız için konjonktür topu önünüze koymuş. Neden şutu çekmiyorsunuz?

Hadi miting filan yapamadınız. Üyelerinizi, seçmenlerinizi sokaklara çıkaramadınız, balkonlara da mı çıkaramıyorsunuz! Balkondan tencere tavayla hırsızlara lanet okutmak da mı aklınıza gelmiyor?

Üstelik MŞ’nin başı bilhassa yargıçlarla-kadılarla dertteyken… Vakti zamanında “ananı da al git” diyebilen MŞ şimdi “Anamı öpen kadı, kime şikâyet edeceksin?” perişanlığındayken… Tek şikâyet merci Sam Amca’sı bile Cemaati, kadıları fiştikliyorken…

“Play it again Sam!” Çal Sam! Bir daha çal…

Ama hal böyleyken bizlere düşen “düdük” çalmak. Çünkü o hırsız düdükleri çok iyi tanıyoruz.

Bu yüzden dediğimiz dedik, çaldığımız işte o düdük: Hırsız vaaar!

Melih Pekdemir / BirGün

Kliksa 1 Yasinda 300x250 Image Banner
beymen_october1 Image Banner 300 x 250


Yukarı Geri Ana Sayfa

x

Telgrafhane'yi Facebook'tan takip edin



Telgrafhane'yi Twitter'dan takip edin

x
Telgrafhane facebook uygulamasına
bağlan
219 Sorgu Yapıldı. 1,166 Saniyede Oluşturuldu.