H. Olcay Taşlı yazdı:
Müzik devrimi hakkında Atatürk ile yapılan bir görüşme üzerine, Sadi Irmak anılarında şunları anlatmaktadır : “Biraz sonra Atatürk’ün yepyeni bir konu ortaya attığını gördüm :” ‘En güç devrim nedir’ Sıra ile hepimizin cevabını bekliyordu. Bazı arkadaşlar : ‘Bütün Devrimler birbirinden güçtür.’ dediler. Sıra bana gelince ; ‘En güç devrim laikliktir’ dedim. Nitekim bugün hala o kanıdayım. Ama Atatürk cevaplarımızın hiçbirisini beğenmedi. Bizi bir müddet tereddütte bıraktıktan sonra ‘En güç devrim, müzik devrimidir.’ dedi.
H. Olcay Taşlı yazdı:
Enstitünün demokratik yapısına uygun olarak öğrenci yapı işlerinde, tarlalarda, işliklerde ter dökerken öğretmenlerin de terlemeleri gerekmektedir. Öğrenci verilecek iş yaşına göre belirlenip hiçbir öğrencinin ağır iş altında ezilmemesi sağlanırdı ayrıca Enstitülerde büyükler küçükleri ezemezdi. Öğretmen ile öğrenci aynı yerde aynı yemeği yerdi. Öğrencinin oyları ile seçilen öğrenci başkanları ise enstitü yaşamının ilk yetkilisiydi.
H. Olcay Taşlı yazdı:
“Köy Enstitülerinden mezun öğrencilerin anılarını incelediğimizde açıkça gördüğümüz net olgu, bu kurumun öğrencileri köylerinde geçirdikleri yaz tatillerinde, henüz bir öğrenci iken bile aldıkları eğitim sayesinde kazandıkları bilinç ve özgüven sonucunda köylülere zulüm eden toprak ağaları ve devlet memurlarının karşısına geçerek köylünün hakkını savunmaları olmuştur.”
READ MOREH. Olcay Taşlı yazdı:
Peki ya, Türk devrimi, bir halk hümanizması mıdır? Kesinlikle evet. Türk devrimi, halk hümanizmasını eğitim gücü ile kurmaya çalışmıştır. Eğitim insanı özgürleştirir, Türk devrimi eğitimin bu gücünü kullanarak, burjuvanın vardığı insancı aşamayı halka taşımaya çalışmıştır. Özellikle Köy Enstitüleri, yüzyıllarca Osmanlı’nın girdiği savaşlar sonucunda cılız, çıplak, hastalıklı ve yoksul düşmüş Türk köylüsüne bu değerleri götürme çabası değil midir?